28 November, 2011

After work

Kerimcim!! İyiki var ya. Üniversiteden hayatıma kattığım nadir insanlardan. Bu aralar mutsuzum. Belli ediyorum heralde yeterince. İşte tam da böyle zamanlarda bana ilaç gibi gelir. Biir iki üç bira derken, gülmekten yanaklarım ağrımaya başlamışken hem zamanın nasıl geçtiğini anlamam hemde beni o aptal halimden çıkartıverir.

İşten çıkıp Taksim'e geçtim. Ne kadar oflayıp puflasam, teenage mekanıııı diye yırtınsam da fayda etmedi yine Küçük Beyoğlu'ndayız. Sigaramı yakabiliyorum en azından. Her ne kadar Kerim elimden kapıp paketimle beraber yok etmek istesede.. Yavaş yavaş alışıyor bu duruma. Ah birde tuvalet kuyruğu. 2 tuvaletten bir tanesinde sirkülasyon var garip bir şekilde. Yarım saatten fazla bekledik hep beraber. Yok ikincisinde çıkan falan yok, kapı çalınır ses yok. Biri altın vuruş falan mı yaptı acaba diye düşünürkene kapı açıldı. Bayan? tuvaletinden bir erkeğin kafası uzandı ve "Dolu arkadaşlar yaa" diye azarlayarak içerideki hanım kızımızın yanına geri döndü. Artık neler dönüyor bilemedik. Zira kusuyor olsa bile inanın bu kadar süremez. Mekanı terk ederken hala dolu olduğunu varsayarsak.

Ahh tuvalet mevzunu fazla uzattım biliyorum. Neyse. İşim artık Kerry'e oldukça yakın hatta işine de. Keyfim yerine geliyor yavaş yavaş. Dur ben bi Lucky daha yakayım en iyisi.

No comments:

Post a Comment